Karadeniz’den Bask Diyarına: HIGA 2025’te Lazların Temsiliyeti

0
50

HIGA (Azınlık Dillerini Konuşan Gençler Derneği), azınlık dillerinin korunması ve yeniden canlandırılması için çalışan ve genç aktivistleri bir araya getiren küresel bir platformdur. Toplulukları, yoğunlaştırılmış dil eğitimi gibi uygulamalardan, müzik ve dil öğretimini birleştiren yenilikçi yöntemlere kadar uzanan taban örgütlü eğitimlerle desteklemektedir.

HIGA, 2011 yılında Vitoria-Gasteiz Belediyesi tarafından başlatıldı ve 2025 yılında ikinci kez uluslararası katılıma açıldı.

Bu yılki zirvede, dünyanın dört bir yanından, 68’ten fazla dili temsil eden 85 katılımcı bir araya geldi. Amaç, diğer topluluklarla bağ kurmak ve kendi dillerimizi desteklemenin, güçlendirmenin yeni yollarını öğrenmekti.

Zirvede Kürt topluluğundan bir katılımcıyla tanıştım. Türkiye’den gelen iki azınlık olarak, ülkemizin zengin çeşitliliğini temsil etmekten ve kimliğini şekillendiren kültürel mozaiği görünür kılmaktan gurur duyduk.

Müzik akorlarıyla dil öğretiminin yollarını, Total Physical Response (TPR) yani “bütüncül bedensel tepki” yönteminin dil öğreniminde nasıl kullanılabileceğini ve toplulukların “dil turizmi” gibi yaratıcı projeler geliştirme sürecini öğrendik. Ayrıca, Bask topluluğundan dil planlamasının önemi ve dil kullanımını sınıf dışına nasıl taşıyabileceğimiz konusunda değerli bilgiler edindik.

Yetişkinlerin haftada 30 saatin üzerinde yoğun bir şekilde eğitim aldığı, aynı yerde yaşayıp öğrendiği “yuva okulu” (nest school) modeliyle tanıştık. Bu model, Kuzey Amerika’daki bazı Yerli topluluklarda başarıyla uygulanmış durumda ve şu anda Almanya’da Sorb dili için benzer bir girişim başlatılmış. Bu tür programlar genellikle merkezi ya da yerel yönetimlerce finanse ediliyor. Akıcı konuşmayı hedefleyen yetişkinler için umut verici bir sistem olsa da, bizim mevcut kaynaklarımızla bu modeli hayata geçirmemiz şu aşamada pek mümkün görünmüyor.

Bizim gibi pek çok topluluk da internetin gücünden yararlanmaya başlamış. Ancak pek azı, bizim gibi yapılandırılmış bir çevrimiçi dil eğitimi sunuyor. Eğitmenlerimizin çabaları sayesinde, sistemli ve etkili öğrenmeyi destekleyen ders kitapları ve müfredatlar oluşturduk. Bununla birlikte, zirvede birçok katılımcının sosyal medyayı kendi dili ve kültürünü görünür kılmak adına ne kadar ustalıkla kullandığını görmek etkileyiciydi. Bu alanda bizim de öğrenebileceğimiz ve geliştirebileceğimiz çok şey var.

Zirvede, dilin belgelenmesine dair akademik sunumlardan, dil öğrenimini destekleyici oyunlar tasarlamaya yönelik uygulamalı atölyelere kadar çok çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu atölyelerden birinde, hedef dildeki “isim” ve “fiil” kartlarının rastgele eşleştirilmesi üzerine kurulan bir oyun oynandı. Hakem, her desteden bir kart çekip yüksek sesle okuyor, diğer oyuncular bu iki sözcükten yola çıkarak 30 saniye içinde bir resim çiziyordu. Hakem en yaratıcı çizimi seçiyor ve bir sonraki turda yeni hakem o oluyordu. Hayal gücünü ve birden fazla duyuyu harekete geçiren bu oyun, dili eğlenceli ve etkileşimli bir şekilde kullanmanın harika bir yoluydu.

Tüm katılımcılar dillerine ve kültürlerine karşı derin bir bağlılık ve tutku gösterdi; bu gerçekten ilham vericiydi.

Gündüzleri atölyeler, yuvarlak masa toplantıları ve hızlandırılmış sunumlarla dopdolu geçerken, akşamları da kültürel açıdan zengin ve eğlenceli etkinlikler düzenlendi. Bunlar arasında konserler (konserlerden biri, bir katılımcı tarafından verildi!), açık mikrofon gecesi ve modern Sorb şiirinden Buryat, Galce ve Burgenland-Hırvatçası şarkılara, Avustralya’daki Kaurna halkının geleneksel danslarına kadar uzanan çeşitli performanslar yer aldı.

HIGA’dan, topluluğumuz için uygulamaya koymak istediğim pek çok fikir ve ilhamla ayrıldım.

Bu zirvede yer almak benim için büyük bir onurdu. Bu kadar çeşitli ve harika bir grubu ağırlarken haftanın sorunsuz geçmesini sağlayan tüm organizatörlere ve gönüllülere yürekten teşekkür ederim! (Hiç de kolay bir iş değildi!)

Eskerrik Asko (Baskça “teşekkürler”), HIGA!